1. diyarbakir'da meydana gelen bir diğer esrarengiz olay. yine bir cana mal olmuştur. ama ortada garip ve hala cevapsız sorular var: çocuğun üzeri neden çıplak? bıçak ne alaka? neden canlı bombayım diye bağırıyor? çanta nerede? gazetecilerin görüntülerine neden el konuyor?

    daha önce meydana gelen diğer esrarengiz olay ise 28 kasım 2015 tahir elçi'nin öldürülmesi idi. orada da garip sorular vardı, hala cevapsız: tahir elçi'yi vuran adamlar neden koşarak o sokağa girdi, koşar halde ateşledikleri tabancalarından tahir elçi'yi nasıl vurabildiler? o kurşun başkasına değil de tahir elçi'ye, vücudunun başka yerine değil de tam kafasına nasıl isabet etti? dünkü çıplak adamı anında yere seren polisler, tahir elçi'nin vurulması esnasında bir metre yakından koşarak geçen adamı yoğun ateş altında nasıl düşüremedi?
  2. kemal kurkut'u vuran polis / polisler yargısız infaz yapmışlardır. suçtur; yine de münferittir.

    ama gazetecilerin fotoğraflarını silmeye zorlayan, makinelerindeki kartlara format atmaya zorlayan o akıl, o zihniyet yok mu... işte asıl mücadele etmemiz gereken bu. suçu organize hale getiren, planlı programlı hale getiren, eylemin suç niteliğini alıp toplumsal bir tahakküme dönüştüren, faşizme giden yolları döşeyen bu zihniyet. kahrolası zihniyet...